Prostat Hastalıkları - Erkeklerde Önemli Bir Sağlık Sorunu
Erkeklerde bulunan bir organ olan prostat bezi cinsel yaşamla ilgilidir. Yaklaşık 20 gram ağrılığında ve erişkinde bir kestane büyüklüğünde olan prostat bezi mesanenin (idrar torbası) çıkışında yerleşerek idrarın dışa atılmasını sağlayan kanalı çepeçevre sarar.
Prostat bezi kas ve bez dokularından oluşmaktadır. Hücre yapısına göre daha fazla alana ayrılsa da genel olarak orta ve iki yan olmak üzere toplam üç farklı bölgeden oluşur.
Prostat bezi salgısı sperm içeren meni sıvısını oluşturmaktadır.
Prostat Hastalıkları
Prostat bezinin iyi ve kötü huylu hastalıkları bulunmaktadır.
İyi Huylu Prostat Hastalıkları bezin iltihaplanması (enfeksiyon) veya irileşmesidir (büyüme). Prostat bezindeki bu hastalıklar göreceli olarak sık gelişir ve hemen her yaşta görülebilirler.
Prostat bezindeki iltihaplanma “Prostatit” olarak tanımlanmaktadır. Prostatit hastaları sıklıkla alt karın bölgesinde ağrı, rahatsızlık, sık idrar yapma, idrarın atılması sırasında yanmadan yakınırlar. En sık olarak genç-orta yaş grubu erkeklerde ortaya çıkar. Genelde uzun süreli, ataklarla devam eden ‘Kronik’ formunun görülmesine karşın bazen yüksek ateş ile gözlenen ‘Akut’ formuyla da karşılaşılabilir.
Bezin iyi huylu büyümesi en fazla görülen prostat hastalığıdır. Hastalardaki öncelikli yakınmalar; idrar akış hızında (debi) ve kalınlığında azalma olması, gündüz ve gece sık tuvalete gitme gereksinimi idrar atım zorluklarıdır. Bazı hastalarda idrar atımındaki bu zorluklara ek olarak idrar tutma ve cinsel yaşamla ilgili sorunlar da görülebilir.
Prostat kanseri görülme sıklığı giderek artan bir sağlık sorunudur. Sağlık Bakanlığının izni ile Üroonkoloji Derneği tarafından Türkiye genelinde gerçekleştirilen ve 6693 kişinin incelendiği saha çalışmasından elde edilen verilere göre ülkemizde prostat kanseri 35/100.000 oranında görülmektedir. Bu değer özellikle Akdeniz bölgesi Avrupa ülkelerine çok yakın bir düzeydedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde prostat kanserinin erkekler arasında en sık görülen kötü huylu hastalık olduğu, 2010 yılında 217.000 erkekte prostat kanseri saptandığı ve oranın da 155.5/100.000 bilgisi dikkate alındığında Türkiye’ deki tablo da daha rahat anlaşılacaktır.
Prostat Hastalıklarında Tanı
Toplumdaki bireylerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde yıllık prostat muayenesinin yanı sıra kan PSA düzeyinin belirlenmesi, idrar tahlili yapılması da gereklidir.
Parmakla makattan yapılan prostat muayenesi ile ürologlar bezdeki boyut artışını, kıvam değişikliklerini, nodül olarak tanımlanan sert alanların varlığını, dokudaki asimetrik büyümeyi saptayabilirler. Muayenede dokuda sertlik saptanması prostat bezinde kanser olabileceği kaygısı ile ultrasonografi kılavuzluğunda doku örneklemesi (biyopsi) yapılmasını gerektirir.
İyi ve kötü huylu prostat hastalıklarında kan PSA (Prostat Spesifik Antijen) düzeyinde artış saptanabilir. Kırk yaşından sonra erkeklerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde kan PSA değeri değişimlerinin saptanması yaygın kullanılan bir yöntemdir. Protein yapısında bir enzim olan PSA prostat dokusuna özgün olmasına karşın herhangi bir hastalığa özel değildir. İlerleyen yaş, iyi huylu prostat büyümesi (BPH), prostat bezi iltihapları, idrar yolları iltihapları ve prostat kanseri gibi hastalıklarda kan PSA değeri yükselebilir.
Birinci derece akrabalarında prostat kanseri teşhis edilen erkeklerin bu hastalığa yakalanma olasılıklarında artış söz konusu olduğu için muayene ve kan PSA değerlerinin takibi daha büyük önem taşımaktadır.
Parmakla prostat muayenesinde sertlik saptanan ya da kan PSA değerinde artış belirlenen erkeklere biyopsi yapılması gerekir. Prostat biyopsisi, makatta kalın barsağın son bölümüne yerleştirilen bir ultrasonografi cihazı (transrektal ultrasonografi) ile gerçekleştirilir. Zaman zaman prostat bezinin büyüklüğüne ya da şüpheli alanların varlığına göre değişmekle birlikte ondan fazla odaktan doku örneği alınması biyopsinin güvenilirliğini arttıracaktır.
Prostat Hastalıklarında Tedavi
Prostat bezi iltihaplanmasında sıklıkla antibiyotikler kullanılmaktadır. Prostat bezinin yapısal özelliklerinden dolayı belirli grup antibiyotiklerle uzun süreli tedaviler gerekir.
İyi huylu prostat büyümesi farklı ilaçlarla ya da cerrahi olarak tedavi edilebilir. Hastaların dile getirdikleri yakınmalarının şiddeti, prostat bezinin boyutu, eşlik eden diğer sağlık sorunları yine uygun tedavinin seçilmesinde belirleyici olacaktır. İlaçla tedavide düz kasların kasılmasını önleyen (alfa-bloker) ilaçlar veya prostat bezini belirli bir oranda küçülten ilaçlar kullanılabilir.
Günümüzde iyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde sıklıkla kapalı cerrahi (transüretral) teknikler tercih edilmektedir. Cerrahi teknikler arasındaki farklılıklar doku örneklemesi (transüretral prostat rezeksiyonu=TURP) yapılması, enerji kaynağının tipine (lazer uygulamaları) ya da yıkama sıvısına bağlı olarak ortaya çıkar. İyi huylu büyümede tıbbi gerekçelere bağlı olarak (aşırı büyük prostat dokusu, mesanede iri taş varlığı gibi) açık prostat ameliyatı da uygulanabilir.
Prostat kanserinin tedavisi hastanın sağlık koşulları, hastalığın özellikleri ve yaygınlığına göre yapılır. Eğer prostat bezindeki kötü huylu hücre değişimi kısa sürede ilerleme göstermeyecek ve hastanın yaşamını tehdit etmeyecekse tedavisiz izlem yapılabilir.
Prostat dokusunda sınırlı kanserlerde öncelikli tedaviler cerrahi olarak tüm prostat dokusunun çıkarılması veya ışın (şua, radyoterapi) uygulamalarıdır. Her iki yöntemin amacı hastalığı kalıcı olarak tedavi etmek, ortadan kaldırmaktır. Bu yöntemler prostat kanserinin çevre dokuya yayıldığı durumlarda da tek ya da birlikte kullanılabilirler.
Günümüzde prostat kanseri cerrahisinde açık yöntemin yanı sıra laparoskopik ve robotik cerrahiler de kullanılmaktadır. Hangi hastada nasıl bir tekniğin kullanılacağı hastanın, kanserin ve cerrahın özelliklerine, olanaklarına göre belirlenir.
Yayılım yapmamış prostat kanserinin ışın (radyoterapi) ile tedavisinde de son yıllarda önemli gelişmeler sağlandı. Özellikle radyasyon dozunun hedef dokuda en üst düzeye erişimini sağlayan (IMRT, IGRT) teknikler tedaviye bağlı yan etki oranlarında azalma ile beraber etkinlikte artış sağlamaktadır.
Prostat dışı dokulara yayılmış prostat kanserinin tedavisinde temel uygulama hormonal tedavi olup burada vücuttaki erkeklik hormonlarını ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır. Son yıllarda ileri evre prostat kanserinin tedavisinde yeni ufuklar açan ilaçlar (kabazitaksel, abiteron enzalutamid, Radyum-223 gibi) ve aşılar (Sipuleucel-T) hızla klinik kullanıma girmektedir.
Öneriler
Prostat bezine ait hastalıklar toplumda yaygın görüldüğü için erkeklerin her hangi bir yakınmaları olmasa bile 50 yaşından sonra düzenli ürolog kontrolünde olmaları büyük önem taşımaktadır. Prostat hastalıklarında erken teşhis ve etkin tedaviyle yüksek başarılar elde edilmektedir.